4 Aralık 2008 Perşembe

nikola tesla


büyük adamdır. çok büyük.

evvela bunun çırağından bahsederek lafa giresim var. bu insan, yani çırak; ustasının fikrinden yola çıkarak gidip radyonun patentini almış, şerefsizin önde gideni bir insandır. gerçi amerikan patent dairesi bir güzellik yapıp bu patendi kaldırarak, gerektiği gibi tesla adına tekrar düzenlemiştir. gerçi aynı patent dairesi bundan 100 kadar yıl önce "bulunacak her şey bulundu. artık gelmeyin ben bir şey icat ettim diye" diyen dairedir. o başka konu.

çocuk gibi adamdır tesla. bir gün kendine uzaktan kumandalı bir oyuncak yapmıştır. ya uzaktankumandalı araba ya da bir gemi. şu an için hatırlayamadım. ama ilk radyo olarak sayılan bu oyuncağın temel prensibinin şu an arabaların anahtarlarından uydulara her türlü alanda kullanılması da son derece çocukçadeğil midir?

tesla'nın bir numerolu rakibi edisondur. anadoluda edizhun olarak da anılan edison'un en büyük ayrılığı alternatif-düz akım meselesidir. tesla alternatif akımı bulup savunurken, edison trilyonlar kazandığı doğru akımın köpeği olmuştur.

800 kadar patentli buluşu vardır teslanın. bir rivayete göre de ampulü de o bulmuştur. hatta amerika kendisinden görünmezlik çalışmalarında bulunmasını istemiştir. ve rivayete göre kendisi abd'nn kendisine çalışma ortamı olarak sunduğu denizaltı üstünde bu çalışmalar sonucu bir denizaltıyı tamamen görünmez yapmıştır. yalnız bu kapırfiyld'den bildiğimiz göz yanılsamalarından kaynaklanan bir görünmezlik değil bildiğin kaybolma olma durumudur. hatta bu denizaltının içinde bulunan insanları da kaybetmeye çalışırken bunları tamamen yok etmiş ve geri getirememiştir. bunun üzerine amerigan hükümeti de yusuf yusuf öterek projeyi geri çekmiştir.

wireless kullananlar internete kabloya ihtiyaç duymadan bağlanmanın ne büyük bir güzellik olduğunun farkındadırlar. tesla da buna benzer bir rahatlığı insan ırkına yaşatabilmek için kablolara ihtiyaç duymadan elektriği iletmek adına çalışamlarda bulunmuştur. bunun mümkün olduğunu sefalet içeriside ölene kadar söylemiştir.
hatta ve hatta bugün insanların ufo sandıkları şeylerin bu şekilde iletilen elektrik enerjisi sonucu olduğu da söylenmektedir. ben onların yalancısıyım.

değerini bilemediler tesla, amına koyayayım edison!

3 Aralık 2008 Çarşamba

Nasıl Militarist Oldum?

02 aralık 2008

00:30 . Antalya otogardan İzmir'e doğru hereket

08:00 İzmir otogara varış

08:35 Gaziemir ulaştırma komutanlığı önünde sıraya giriş


11:22 Binaya giriş. üst araması ve telefonların kapatılması

11:40 50 kişilik gruplar oluşturuldu. ve gruptaki adayların yakasına takması için bir sıra numarası dağıtıldı. (ben 27'nci grup 3043 numaraydım)

12:00 grup tek sıra halinde bir koridorda sıraya geçti.sırasıyla "sınıflandırma sonucu tebliğ/tebellüğ - izin belgesi"nden üçer kopya alınarak boş bir salona geçildi.4 saattir ayakta bekleyen bizler ilk defa burada oturarak beklemeye başladık.

12:20 askerlik hayatımın ilk emrini aldım. "27'nci grup kalk!" buradan da salonunun sonundaki kantine yönlendirildik. kantinden yeni birer zarf almamız söylendi. askeriyenin ucuzluğuyla ilk burada karşılaştım. zira bir zarf, bir kurşun kalem, bir siyah tükenmez kalem, bir silgi ve bir de kalemtraş halindeki zarf pakedi 1 ytl'ye satılıyordu. Bu salonda daha önce 3 örnek halinde aldığımız izin belgelerinin üzerindeki bazı kısımları doldurduk. buradan da kamelyaların olduğu bahçeye geçtik.



14:45 bahçede yeterince beklediğimize kanaat getiren komtanlarımız bizi mülakat binasına aldılar. burada ilk önce eski zarflarımızı açtık. içindekileri yeni zarfa aktardıktan sonra eski zarflarımızı elden ele ulaştırarak çöpe attık. tabi bu işlemler hep numara sırasına göre oluyor. daha sonra yine sandalye üstünde beklemeye başladık. ben yarım saat kadar uyumuşum burda. ben uyandıktan 10 dakika sonra da bizi sırayla salonun arka kısmına aldılar. burada ilk önce sabıka kaydımıza bakıldı. daha sonra asal temsilcisine evraklarımız kontrol ettirildi. izin belgelerimizin biri orada bırakıldı. daha sonra eski numaralar çıkartılarak yeni aday numarası yakalara iğne ile tutturuldu. aynı salon içerisinde bir köşede grup ile birlikte toplandık. komutanın sorduğu şehit yakını, konservatuar mezunu, uzun yol zabitliği yapmış olan var mı türündeki sorularına maruz kaldık. mülakat dedikleri buymuş. oradan da 2 metre ilerideki tabip asteğmenin huzuruna geldik. yine grupça çöktük. çavuşun direktifleri doğrultusunda optik formun üzerine tabip asteğmenin adını yazdık. daha sonra da sırayla bu formları tabipe imzalattık. ve binanın dışına çıktık.

16:15 otobüs bizi mülakat merkezinden alıp sınav olacağımız alana götürdü.




16:40 sınava başla komutu

17:40 kalem bırak emri

17:45 son işlem için bir başka alanda toplandık. bu alandan evraklarımız içindeki 2 diploma fotokopisinden birisinin ayrılması istendi. ve aday numaramızın kırmızı kalemle sağ üst köşesine yazılması söylendi. daha sonra diğer evraklar ve izin belgelerimizin bir tanesini yeni zarflara koymamız, diğer izin belgesinin de kaybetmemek üzere cüzdanımıza/ceplerimize koymamız emredildi. sırayla bir masaya ilerledik. burada optik formlar kontol edildi(ismimiz, numaramız tutuyor mu diye) ayırdığımız diplomalar masaya bırakıldı ve zarflarımız mühürlendikten sonra ağzı bant ile kapatıldı. işlemlerimizin bittiği söylendi.

18:00 işlem sonu. otobüsün birazdan gelip bizi alarak nizamiye dışına çıkaracağı söylendi.

19:05 nizamiye çıkışı. komutanın biraz sonra dediğinin 1 saatlik bir süreç olduğunu anladık

20:00 izmir otogardan antalya'ya doğru hareket

03:44 ev